01-02 Temmuz 2021 Ankara, 42. Dönem 2. Bölgelerarası Toplantı Konuşması
Türk Eczacılar Birliği 42. Dönem Merkez Heyeti, Değerli Başkanım ve Merkez Heyeti Üyeleri, Denetleme Kurulu Üyeleri, Yüksek Haysiyet Kurulu Üyeleri, Değerli Oda Başkanlarımız ve Değerli Türk Ecza Kooperatifleri Başkanları ve Yöneticileri, saygıdeğer konuklar,
Sizleri 45. Bölge Çorum Eczacı Odası adına saygıyla selamlıyorum. Covid-19 da kaybettiğimiz 51 meslektaşımızı, 17 eczane çalışanımızı, tüm sağlık çalışanlarımızı ve yakınlarını rahmetle anıyoruz.
Kadınlarımıza, sağlıkçılarımıza ve toplumun her kesiminde masum insanlara hatta masum hayvanlara uygulanan şiddeti kınayarak sözlerime başlamak istiyorum. İnsanoğlu var olduğu ilk günden itibaren hep bir merak ve araştırma içgüdüsü içinde olmuştur. Bu merak ve içgüdü sonucunda üretim, sosyal yaşam, adalet, yenilik, ahlak, kendini geliştirme gibi birçok kavram ortaya çıkmıştır. Bu yenilikler ve arayışlar tüm toplumlarda değişimlere neden olmaktadır. Toplum standartları, toplum normalleri değişmektedir. Gelişen teknolojilere, değişen toplum kurallarına sürekli olarak adapte olmaya çalışırız. Uzun döneme yayılan (20-30-40 yıl) ve insanlarla temas eden bir mesleğe sahip olan biz eczacılar bu değişimlere doğru bir biçimde uyum sağlamak durumundayız. Bundan bir 10 yıl öncesini düşündüğümüzde hastalarımızın onlara verdiğimiz hizmet açısından beklentileri bugün ki hasta profillerimize göre çok farklılık göstermektedir. Şu da bir gerçek ki 10 yıl sonraki hasta kitlemiz de farklı önceliklere sahip olacaktır. Hastalarımız değer görmek, kendilerini dinlemek, güven sağlamak, saygın hissetmek, hızlı işlem gibi hizmet önceliklerini bekleyeceklerdir. Bu durum karşısında tüm amacımız olan eczacılık mesleğinin sağlık alanında vazgeçilmeyeceğini sağlamak için meslek içindeki hizmetlerimizi daha yükseğe taşımalıyız. Değişimleri kaygıyla beklemek yerine, planlamalar yaparak uyum sağlamalıyız. Eczacılık mesleği zorlu ve detaylı bilimsel bölümleri olan bir eğitim sonucu elde ediliyor. Eczacı da bilim insanı olarak toplumdaki yerini alıyor. İlaçla tedavinin odağında bilim insanı olan eczacı ve eczacılık mesleği vardır.
Sağlık hizmet sunucularının Sağlık Bakanlığı tarafından basamaklandırılmasında 1. Basamak Sağlık Hizmet Sunucusu olan eczanelerimiz koruyucu, etkin, düşük maliyetli, yaygın sağlık hizmetini sağlamaktadır. Türk Eczacılar Birliği’nin başlatmış olduğu ‘’Rehber Eczanem’’ uygulaması bizi bu tanımların içine almaktadır. Tüm eczanelerimiz tarafından ‘’Rehber Eczanem’’ uygulamasını uyguladığında meslek hakkı kazanımımızda da lokomotif bir rol oynayacaktır. Ocak 2020’de ilk sinyallerini veren Covid-19, 11 Mart 2020’de Türkiye’de ilk vakanın görülmesiyle bizlere de pandemi hayatını başlatmış oldu. İlk önce İstanbul’da vakaların olması bize Çorum olarak virüsle ilgili bilgilendirme açısından zaman kazandırmış olsa da, Dünya Sağlık Örgütünden çelişkili bilgilerin gelmesi Covid-19 ile ilgili teşhis ve tedavi bilgilerinin yetersiz olması bizleri de meslektaşlarımıza karşı zor durumda bırakmıştır. İlk önce meslektaşlarımıza, maske kullanımının sadece hasta kişiler için olduğu yönünde bilgiler verdik, fakat anlaşıldı ki semptom vermeyen hastaların aramızda maskesiz dolaşmasıyla virüsün daha hızlı yayılmasına neden olduğu görülmüştür. Maskenin tüm insanlar için zorunlu olduğu sağlık otoritelerince karar verilmiştir. Bu durum ülke ve dünya çapında maske temininde krize yol açmıştır. Biz eczacılar da maske krizinden olumlu-olumsuz etkilendik. Çorum Eczacı Odası olarak bu durumdan eczacıların sorumlu olmadığını kamuoyundan ve sosyal medyadan ifade ettik. İlimizde vakalar görülmeye başlayınca İl Hıfzıssıhha Kurulu’nda görev alarak hem halkımız hem meslektaşlarımız için çalışmalar yaptık. Odamız üyesi meslektaşlarımızı ve eczane çalışanlarımızı bulaş riskinden korumak için koruyucu ekipmanları (siperlik, maske, gözlük) ücretsiz olarak dağıttık. Covid-19’la ilgili halkımızı ve eczanelerimizi bilinçlendirmek için maske, mesafe, hijyen temalı afişler hazırlayıp eczane vitrinlerinde, basında ve sosyal medyada paylaştık. Ülke genelinde dezenfektan ve hatta kolonya temininde yaşanan sıkıntıya eczanelerimizin laboratuarlarında dezenfektan ve kolonya üretimi sağlayarak çözüm bulmaya çalıştık. Pandemide halkımıza bilim insanı yönümüzü bir kez daha vurguladık.
Pandemide 7/24 kesintisiz ilaç hizmeti veren eczanelerimiz eczacıları ve çalışanlarıyla birlikte fedakarca ve özveriyle ön saflarda sağlık hizmeti sunmuşlardır. Hatta 1. Basamak Sağlık Hizmeti sunucusu olarak eczaneler aile hekimliklerinin yükünü azaltarak kronik hastalıklara sahip raporlu hastalara devam reçetesi düzenlemişlerdir. Virüsün çok hızlı yayıldığı dönemde İl Hıfzıssıhha Kurulu’nda eczanelerimizi bulaş riskinden korumak için mesai kısıtlaması ve güvenlik şeridiyle kapı önünde hizmet verme kararı aldırdık.
Grip aşıları halkımıza eczanelerimiz tarafından ücretsiz temin edilmiştir, maskeler ise Çorum Eczacı Odası olarak dağıtım kanalı ve Sağlık Bakanlığı ile irtibat sağlayarak eczanelerden eksiksiz bir şekilde halkımıza ulaştırılmıştır. Eczacılarımızın ve eczane çalışanlarımızın, ülkemize gelen Covid-19 ve grip aşılarından öncelikli olarak faydalanmaları Türk Eczacılar Birliği girişimleri ve ilimizde İl Sağlık Müdürlüklerindeki görüşmelerimiz sonucu sağlanmıştır.
Ülkemizde son aşılama durumu ise 18 yaş üstü bireylerde de tüm hızıyla uygulamaya devam etmektedir. Aşılama hızı pandeminin biteceği yönünde bizi umutlandırsa da virüs hayatta kalmak için bizlerle mücadele ettikçe mutasyona uğrayarak devamlılığı sağlamak istiyor. Şuanda bildiğimiz delta mutasyonu çok çabuk bulaşma hızıyla kaygılarımızı arttırmaktadır.
Pandemi gerçekliğini korurken eczacılık mesleği de sorunları ve sorunlarının çözümleri için bizlerden üretken bir çalışma beklemektedir. En önemli sorun mesleğimizin işsiz meslektaşlarımızla anılmasıdır. Dün yaptığımız eylemle ülke ihtiyacından çok eczacı ve eczacılık fakülte sayının artmasına dikkat çektik. Çorum Eczacı Oda’mızda Eczacı Odası İstihdamı Komisyonu kurduk. Bu komisyondan mesleğimize katkı verecek sonuçlar alacağımıza inanıyorum. Urfa Eczacı Odası’nın ‘’Eczacılığın Geleceği Senin Elinde’’ sloganıyla düzenlediği ‘’ Eczacılıkta İstihdam’’ konulu proje yarışmasında 44 katılımcı arasında Çorumlu öğrenci meslektaşımız birinci olmuştur. Projenin teması ilacın olduğu her kurumda eczacıların istihdamının sağlanmasıdır. Huzurevleri, cezaevleri, diyaliz merkezleri gibi kurumlar ve bunların yanında Çorum Eczacı Odası olarak 2009’dan beri kuruluşunu sağlayıp kapanmaması için mücadele ettiğimiz Sağlık Sosyal Güvenlik Merkezi de öncelikli kurumumuzdur. Sosyal Güvenlik Kurulu kullanılan kaynaklar ve verilen hizmetler açısından baktığımızda nüfusu 80 milyona ulaşmış ülkemizin en büyük bütçeye sahip kurumlarımızdan biridir. Kurumun ülkemiz için önemi ve katkısı her geçen gün artmaktadır, çünkü kurumun odağında vatandaşa sunulun hizmet vardır. Bu hizmetler etkin, süratli, adaletli, güvenli ve kaliteli olmalıdır. Bu hizmet sunumu kurumdan aldığımız duyuma göre 3 büyük ile toplanmak istenmektedir.
Türkiye’de yaşayan herkes sağlık sigortası kapsamına 2006 yılında alınmıştır. Bu kapsama dahil olan tüm vatandaşlar adil, kolay, erişilebilir, hızlı sağlık hizmetini kurumundan beklemektedir. Bunu sağlamak yerinde hizmetle mümkün olacaktır. Şuanda ilimizin de içinde olduğu 28 ilde Sağlık Sosyal Güvenlik Merkezi mevcuttur. Aslında 81 ilde eczacıları ve doktorları istihdam edecek şekilde yaygınlaştırılmalıdır. Türk Eczacılar Birliği ve eczacı odaları olarak bunun üstünde çalışma yapmamız gerekmektedir. Şuanda eczaneler istihdama destek çıkarak yardımcı eczacı ve ikinci eczacı çalıştırmaktadır. Eczacı istihdam sorunu ise yardımcı eczacılıkla 1 yıl ötelenmektedir. Yardımcı eczacı çalıştıran eczanelerimiz sürekliliği sağlanmış bir maddi desteği kesinlikle almalıdır. KOSGEB ve İŞKUR desteği zaman açısından sınırlıdır.
Son zamanlarda ilaca gelen zamlarla eczanedeki ilaçların yüzde kırkı kar oranı düşük 4. ve 5. kademe ilaç grubuna girmektedir. Özellikle pandemide eczanelerimiz devam reçetelerindeki ilaçlarla ayakta kalabildiler. Genellikle bu ilaçlar da karlılığı düşük olan 4. ve 5. kademe ilaçları içermektedir. Bu durum karşısında gider maliyeti artmış, eczacılarımız karlılığın düşmesiyle ekonomik sıkıntılar yaşamaktadır. Mücadelemiz ilaç fiyat kararnamesinin ilaçların karlılık oranının enflasyona göre düzenlenmesinin sağlanması olurken bunun yanında eczacıya nefes aldıracak olan yasalarla garanti altına alınmış kalıcı meslek hakkının biran önce hayata geçirilmiş olmasıdır.
Diğer öncelikli ve acil sorunumuz, sağlığa dair ilaç dışı ürünlerin internetten ve büyük marketlerden kontrolsüz bir şekilde satılmasıdır. Bu durum halkın sağlığını tehlikeye sokmakta, hem de eczanelerimizi adaletsiz satış koşullarıyla baş başa bırakmaktadır. Üstelik bu ilaç dışı pazar büyürken, ilaç pazarı küçülmektedir. Özellikle pandemide görüldü ki değişik vitamin ve mineral takviyelerine rağbet arttı. Bu ürünlerin ruhsatlandırmasının Tarım Bakanlığı’nda olması da kalitesizliği ve yan etkilerinin kontrolsüzlüğüyle insan sağlığını tehlikeye atmaktadır. Bu alanın bir an önce düzenlenmesi özellikle içeriği ilaç olan, etkisini ilaç gibi gösteren ürünlerin Sağlık Bakanlığı ruhsatlandırmasına geçmesi için tüm sağlık paydaşları olarak Türk Eczacıları Birliğimiz, Eczacı Odalarımız, ilaç dağıtım kanallarımız, ilaç kooperatiflerimizle el ele vererek mücadele etmeliyiz. Yasal düzenlemeler yaparak sağlıkla ilgili ilaç dışı ürünlerin eczane dışında satışını, internet ve sosyal medya gibi mecralarda reklamlarının yapılmasını yasaklamalıyız. Türk Eczacılar Birliği bu konuda satış yapan internet sitelerini şikayet sayfası mevcuttur, biz de bu uygulamayı destekliyoruz.
Türk Eczacılar Birliği katkı sağlayacağı E logoyla çıkacak sadece eczanede satılacak ürünlerin tespitinin yapılması gerekmektedir. Kronik sorunumuz olan yıllardır rahatlayamadığımız Sağlık Uygulama Tebliği’nin ilaç verme koşullarının yoruma dayalı kurallar içerisinde sıkışmasıdır. Ülkemizde eczacılık mesleği gelişerek değişen bir meslek olmasından dolayı sorunlarının hiçbir zaman bitmeyeceği aşikardır. Bizler bu sorunların müzakerelerle, mücadelelerle, yerinde müdahalelerle üstesinden gelmeye çalışacağız. Eczacılar, halka kamu adına hizmeti sunan sağlık emekçileridir. Sağlık Bakanlığı Tebliği’nde de belirtildiği üzere eczaneler 1. basamak sağlık kuruluşları sayılmıştır. Eczacılarımız mesleki gelişim ve eğitim faaliyetleri nedeniyle uluslararası ilaç sektörüyle ilgili araştırma ve gelişmeleri takip etmek açısından uluslararası toplantı, konferans, eğitim, seminer, sempozyum, araştırma faaliyetleri ve kongrelere sürekli katılım sağlamaktadır. Tüm bu nedenlerle eczacılık mesleğinin ülkemizdeki kalitesini arttırmak yurtdışına seyahat etmek durumunda kalan ve 1. Derece kamu hizmeti gören kamuda, özel sektörde çalışan eczacılara ve eczane eczacılarımıza yeşil pasaport hakkı tanınmasını talep etmekteyiz. Bununla ilgili çalışma yakılmasını en kısa zamanda bekliyoruz.
Son 2 yılda Türk Eczacılar Birliği’nin içinde ve dışında söylenenler kadın eczacıların yönetimlerde az sayıda olması durumuna 20 yıldır bu görevi üstlenen kadın bir eczacı olarak bu konu hakkında birkaç açıklama yapmak istiyorum. Bir meslek kuruluşunun başında kadın kimliğinin olması ilk intiba olarak orda hem kuralların ve disiplinin uygulanabileceğini hem de daha hoşgörülü ve empatili olunabileceğini akla getirmektedir. Aslında cinsel kimlik ayrıcalığına karşıt bir insan olarak gerçek anlamda hizmet verecek, üretecek, zaman ayıracak, sorumluluk alacak, sosyal çevre ve yakınlarının baskısına direnecek potansiyele sahip meslektaşlarımızın yönetimlerde yer alması öncelikli düşüncemdir. Tabi ki kadın olmak erkek meslektaşlarımıza göre birçok avantaj ve dezavantajı beraberinde getirir. Dezavantajların avantaja dönüşmesi, Türk Eczacılar Birliği ve oda kurumlarında çalışma aşkının, birlik ve beraberliği duyma hazının, geleceğe daha iyi bir eczacılık mesleği bırakacak olmanın gururunun hissedilmesiyle sağlanır. Mesleğimizde kadın eczacı sayısının çok olduğu düşünülürse birliğimizde ve odalarımızda görev alan kadın eczacılarımızın sayısını arttırmak yine biz kadınlara düşmektedir. Tüm kadın eczacılarımıza tavsiyem bulundukları illerde meslek örgütlerinde ve eczacı odalarında görev almalarıdır. Kadın nezakettir, şefkattir, hoşgörüdür, sevgidir, kısacası her şeydir.
Pandemi süresince kaybettiğimiz tüm eczacı meslektaşlarımızı, eczacı teknisyenlerimizi, tüm sağlık çalışanlarımızı rahmetle anıyor, mekanlarının cennet olmasını diliyorum. Pandemiden, depremden, selden uzak; sağlıkta şiddetin olmadığı, sağlık çalışanlarının ve sağlığın kıymetinin anlaşıldığı bir gelecek olmasını diliyorum.
01-02 Temmuz 2021 - ANKARA
ECZ. E. ŞEFKAT GÜLER