44.DÖNEM MERKEZ HEYETİ 4. BAŞKANLAR DANIŞMA TOPLANTISI HAKKINDA
Kamu Kurum İskontosu (KKİ) Sorununa İlişkin Oda Görüşümüz ve Türk Eczacıları Birliği’ne Yapılan Bildirim Hakkında
Değerli Meslektaşlarımız;
Bilindiği üzere, bazı ilaç firmalarının Kamu Kurum İskontosu (KKİ) uygulamaması nedeniyle meslektaşlarımız ciddi ekonomik zararlara uğramakta, hastalar ise ilaç erişiminde güçlük yaşamaktadır. Bu kapsamda Türk Eczacıları Birliği Merkez Heyeti’nin kararıyla 28 Mayıs Çarşamba günü gerçekleştirilen Olağanüstü Başkanlar Danışma Toplantısı öncesinde odamız tarafından üyelerimize yönelik bir anket düzenlenmişti.
173 toplum eczanesinin bulunduğu odamızda, 101 eczacımızın katılımıyla gerçekleşen ankette;
• %60 oranında “KKİ uygulamayan firmaların ilaçları ülke genelinde boykot edilmeli, tedariki durdurulmalı”
• %39 oranında “Sağlık Bakanlığı, SGK ve ilgili kurumlarla resmi baskı ve görüşme süreci yürütülmeli”
• %1 oranında ise “Basamaklı ve takvime bağlı eylem süreci başlatılmalı” görüşü desteklenmişti.
Bu sonuçlar doğrultusunda odamız, meslektaşlarımızın iradesini ve çözüm taleplerini içeren kapsamlı görüş metnini Türk Eczacıları Birliği’ne iletmiştir.
Görüşümüzün Ana Hatları:
1. KKİ sorunu, yalnızca bir fiyat meselesi değil; ilaca ayrılan yetersiz bütçeden, süresi dolmuş İFK modeline, etkisiz lobi süreçlerinden pasif kriz yönetimine kadar uzanan çok boyutlu bir yapısal sorun hâline gelmiştir.
2. Bu sorunun çözümü için aşağıdaki başlıklarda kök çözümler önerilmiştir:
• Yeni nesil, çok paydaşlı ve yaptırım gücü yüksek bir İFK modelinin hayata geçirilmesi,
• SGK ve Sağlık Bakanlığı nezdinde yapısal çözüm masaları kurulması,
• Finansal risk havuzları ve stok zarar fonları gibi eczacıyı koruyan destek mekanizmalarının oluşturulması,
• Lobi mekanizmasının sadece kamuya değil, firmalara ve topluma da yönelik olarak genişletilmesi,
• Reaktif (olay sonrası müdahele deği) Proaktif )olay yaşanmadan ön gören müdahale) ve hızlı müdahale süreçlerinin tanımlanması.
3. Ayrıca, KKİ uygulamasının SGK’nın SUT sistemiyle doğrudan ilişkili bir uygulama olduğu, eczacının bu sistemde belirleyici bir aktör olmadığı, ancak zararın tamamını taşıyan taraf haline geldiği de ifade edilmiştir.
4. KKİ uygulamayan firmaların ilaçları, SUT’a uygun olmayan fiyatlarla piyasaya sunulmakta, SGK ise bu ilaçları KKİ uygulanmış gibi fiyatlandırmakta ve aradaki farkı ödememektedir.
Bu gerçeklik karşısında odamız, söz konusu ürünler için yasal ve açık biçimde “faturalı satış dönemine geçilmesi” gerektiği görüşünü Türk Eczacıları Birliği’ne iletmiştir.
Bu yaklaşım, hem eczacının zarar etmesini önleyecek, hem de hastaların bilgiye dayalı karar verebileceği şeffaf bir sistemin kurulmasına katkı sağlayacaktır.
Aksi takdirde:
KKİ uygulamayan ilaç sayısı hızla artacak,
Hasta mağduriyeti derinleşecek,
Eczacının ekonomik sürdürülebilirliği zedelenecek,
Mesleğimizin itibarı ve kamuya hizmet güvencesi ciddi zarar görecektir.
Bu nedenlerle, Türk Eczacıları Birliği’ne; yalnızca protesto değil, müzakere ve yapısal reform süreçlerinin birlikte yürütülmesi, mesleğin geleceği için daha güçlü, daha kapsayıcı ve stratejik bir mücadele zemini oluşturulması yönünde birlik çağrımız vurgulanmıştır.
Çorum Eczacı Odası olarak; kararlarımızı sizlerle birlikte ortak akıl ve yüksek katılımla alıyor, çözüm yollarını hep birlikte inşa etmeye devam ediyoruz.
Katkı sunan tüm meslektaşlarımıza teşekkür eder, bu sürecin tüm camiamız için hayırlı gelişmelere vesile olmasını dileriz.
Saygılarımızla,
Yönetim Kurulu